
Çemişgezek ve çevresinin Tunç Devri'nden itibaren yerleşim yeri olduğu kaynaklar tarafından belirtilmektedir. Bu konuda 1968 -1970 yılları arasında Keban Baraj Gölü çevresinde araştırma yapan H. Zübeyir Koşay M.Ö. 4000-3000 yıllarında da bugünküne benzer bir yerleşim alanı olduğunu belirtmektedir. Kaynakların verdiği bilgiye göre Çemişgezek ve çevresine ilk çağ boyunca ; Kuhurriler (Mitaniler), Hititler, Urartular, Medler, Persler, Selevkoslar, Büyük Roma İmparatorluğu ve Sasaniler hakim olmuşlardır.Çemişgezek ve çevresine; Bizans İmparatorluğu , Müslüman Araplar (Abbasiler), Büyük Selçuklular, Saltukoğulları, Mengücekler, Çubukoğulları, Artukoğulları, Anadolu Selçukluları, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Safevi devletleri hakim olmuşlardır.Yeni Çağ boyunca Çemişgezek ve çevresine Osmanlı Devleti hakim olmuştur. 1514 Çaldıran Meydan Muharebesi´nden sonra Hacı Rüstem'in oğullarından Pir Hüseyin Bey, Yavuz Sultan Selim'in huzuruna çıkarak babasının topraklarının kendisine verilmesini talep etmiştir. Yavuz Sultan Selim bu talebi kabul ederek Maraş Beylerbeyi Bıyıklı Mehmet Paşa'yı Pir Hüseyin Bey ile birlikte Çemişgezek'e göndermiştir. Pir Hüseyin Bey Çemişgezek'e geldikten sonra aşiret kuvvetlerini etrafına toplayarak Çemişgezek´te hüküm süren Nur Ali Halife'yi Çemişgezek'ten çıkardı ve Tekir Yaylağı denilen yerde bozguna uğrattı.Büyük bir zafer kazanan Pir Hüseyin Bey Tur Ali Halife'nin başını kestirerek Çemişgezek´te ki hakimiyetini sağlamlaştırdı. 30 yıl boyunca Çemişgezek ve çevresinin tek hakimi oldu. 1544 yılında ölünce ardında 16 erkek evlat bıraktı.Osmanlı Devleti bu durumda Çemişgezek ve çevresini 2 sancak, 14 Zeamet ve Timar'a ayırarak buraları Pir Hüseyin Bey'in oğulları arasında taksim etti.20. yüzyılın başlarına gelindiğinde Dersim bölgesi vergisini ödemeyen, komşu il ve ilçeleri sürekli taciz eden, asayişi bozuk bir bölge olarak karşımıza çıkar. 20. yüzyılda Dersim'de yaşanan isyanlarda, hem coğrafi hem de insan yapısı ve yaşantısı açısından Dersim bölgesinden tamamen farklı olan Çemişgezek, sürekli olarak isyancı aşiretlerin hedefi olmuş, saldırılara uğramıştır. Bu saldırılar sırasında Çemişgezek halkı bir yandan ilçesini, köylerini korumaya çalışırken, bir yandan da milis kuvvetleri oluşturarak askeri harekatlara katılmış ve bu harekatlar sırasında ordu birliklerine rehberlik etmiştir. 20. yüzyılda Dersim'de ilk isyan harekatı 1907 yılında yaşanır. Kureyşan aşiretinin başlattığı bu isyan harekatında Çemişgezek bir üs olarak kullanılmış ve ilçeye gönderilen iki tabur buradan Ali Boğazı´na doğru yürüyüşe geçmiştir.1908 yılında ise Resik aşiretinden Bekir Ağa 500 adamı ile Çemişgezek'e saldırır. Üzerine gönderilen az sayıdaki kuvvetin başarılı olmaması üzerine diğer ağalarında bir araya gelmesi ile 2000 kişilik bir kuvvetle 19 Mayıs 1908'de tekrar Çemişgezek'e saldırılır. Bunun üzerine IV. Ordunun çok sayıdaki birliği bölgeye gönderilir ve isyancılar Doçik Baba Dağına kadar sürülerek etkisiz hale getirilir..Dünya savaşı sırasında Çemişgezek'te işgalin eşiğine gelmiştir. Bu sırada Harput-Elazığ II. Kolordu merkeziydi ve Kolordu komutanı Galip Paşaydı. Bu Kolordunun 18. fırkasının merkezi Hüsenik ve bu fırkanın da 98. Alayı Çemişgezek ve Hozat civarında bulunuyordu. Bu fırkalar savaşın başlaması ile Erzincan ve Erzurum tarafına hareket ederek Ruslara karşı savaşmışlardı. Bölgede askerin olmayışı, Ermenilerin kışkırtması ve Dersim aşiretlerinin de delaletiyle bir Rus askeri keşif kolu Ermenilerin refakatinde Çemişgezek önlerine kadar gelmişlerdi. Takvimlerin 1915 yılını gösterdiği bu tarihlerde Albay Halid Bey komutasındaki 36. Hafif Süvari Alayı Çemişgezek'in kuzeyinde Rus kuvvetleriyle karşılaşır ve onları bozguna uğratır.Bundan bir yıl sonra 5 Mart 1916 tarihinde ise Hamidiye Alayları ve milislerden oluşan kuvvetler Erzincan'a ilerleyen Rus kuvvetlerini Çemişgezek yakınlarındaki Eşek Meydanı´nda bir kez daha bozguna uğratırlar. Rusya'nın I. Dünya savaşından çekilmesi üzerine bölgeye Rusların silah verdiği Ermeniler girmişlerdir. Bunlara karşıda Çemişgezek halkı başarılı mücadeleler yapmıştır.